Martha Stewart Kapalıçarşı'da
- Mustafa DERYAHAN
- 24.06.2010
MarthaStewart Martha Stewart
The fairy chimneys of urgup http://twitpic.com/1zilx2
MarthaStewart Martha Stewart
2nd day cappadocia tour the "castles" carved into rock mountains,eat delicious local food .anti are little ravioli in a herb yogurt sauce
Goreme Valley. Homes carved into the soft tufa stone formations in village of goreme http://twitpic.com/1zk793
MarthaStewart Martha Stewart
My traveling companions kevin sharkey and ayesha patel as "basket cases" ballooning over Valley of Love in cappado http://twitpic.com/1zv7dr
MarthaStewart Martha Stewart
Turkey is seventh in world tourism after france,usa,spain,china,italy uk then ger,malaysia and mex
Ünlü televizyon yapımcısı Stewart Türkiye'de
Amerikalı ünlü televizyon yapımcısı, ABD'de yayınlanan 'Martha Stewart Şov'u çekmek üzere Türkiye'ye geldi
24 Haziran 2010 Perşembe, 11:20:38
Amerikalı ünlü televizyon yapımcısı, spiker, gurme ve kitap yazarı Martha Stewart, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünün girişimleriyle ABD'de yayınlanan ''Martha Stewart Şov''u çekmek üzere Türkiye'ye geldi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, 19 Haziranda İstanbul'a gelen Stewart ve çekim ekibi, Haziran ayı sonuna kadar sürecek çalışmaları kapsamında Ege Bölgesini ve Kapadokya'yı ziyaret edecek.
Türkiye'de 12 gün kalacak olan Stewart, 1 Temmuzda tamamlanacak çekimler sonrasında Türkiye için bir saatlik özel bir program yapacak.
İstanbul çekimlerini tamamlayan Martha Stewart, ekibiyle birlikte Ege ve Kapadokya'daki çalışmalarını sürdürüyor.
Program ekibi ve Stewart, İstanbul'da, Dolmabahçe Sarayı, Mısır Çarşısı, Ayasofya Cami, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı ve Şakirin Camii'ni ziyaret ederek çekim yaptılar.
Öte yandan Göreme Açık Hava Müzesi, Uçhisar, Kaymaklı Yer Altı şehri gibi Kapadokya'nın önemli turizm merkezlerinde devam edecek çekimler sırasında, Türkiye'nin kültürel unsurlarını tanıtmak amacıyla Martha Stewart ve çekim ekibine Türk mutfağına özgü tatlar sunulacak. Programın çekimleri Ege'de devam edecek.
ABD'DE TÜRKİYE STEWART İLE TANITILACAK
Dünya çapında tanınan Martha Stewart'ın şov programı NBC stüdyolarında çekiliyor ve ABD'de farklı televizyon kanallarında yayınlanıyor. Türkiye dahil olmak üzere Avustralya, Kanada, Japonya, Singapur, Dubai, Belçika, Yeni Zelanda gibi pek çok ülkede de gösterilen şov, 33 milyonluk izleyici kitlesine sahip.
Şovun Türkiye'de çekilmesi için yoğun bir halkla ilişkiler faaliyeti yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığı, programın başta ABD olmak üzere, yayınlandığı ülkelerde Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlamasını amaçlıyor.
AA http://www.haberturk.com/medya/haber/526233-unlu-televizyon-yapimcisi-stewart-turkiyede
Martha Stewart Turizm ve Kültür bakanlığının katkılarıyla Türkiye’ye geldi. Bu Türkiye için harika bir reklam fırsatı olacak zaten Martha gezerken gezi notlarını anında 2 milyonu aşan twitter takipçisi ile paylaşıyor. Önce İstanbul’u gezmiş şimdi de Kapadokya’nın güzelliklerini çekiyor. Eylül ayında başlayacak yeni sezon programlarında Türkiye’den eminim sık sık bahsedecek.
Bu Türkiye için paha biçilmez bir reklam fırsatı. Martha Stewart Amerika için çok önemli programlarını milyonlar izliyor Amerika’da pek çok markada ve sosyal projede adı geçiyor tanımayanlar ki hala tanımayan varsa Türkiye’de e2′de gündüz kuşağında programlarını izleyebilir. ABD’de özellikle bayanların yaşam gurusu olarak kabul edilir borsa uzmanı olmasına rağmen ev hanımlarına yönelik yazdığı kitaplar bu yolda başlangıç olmuş. Kendisi tanışmayı istediğim yegane isimlerden birisidir :D İnşallah bir olumsuzlukla karşılaşmadan gezisini en güzel şekilde tamamlar ve harika görüntüler ve ürünlerle ülkesine döner :)
http://www.annekaz.com/2010/06/martha-stewart-turkiyede/
Cipe binmekte zorlandı
Filmde Siirtli İmam’ı oynayan Haluk Bilginer’in yakın arkadaşını canlandıracak olan 64 yaşındaki Danny Glover ise akşam saatlerinde British Airways’e ait uçakla İstanbul’a geldi. Danny Glover’ın oldukça yorgun olduğu gözlerden kaçmadı. Uçak indikten sonra bir süre pasaport kuyruğunda bekleyen Glover, Türkiye’de 10 gün kalacağını söyledi. Apron çıkışı kendisini görüntüleyen gazetecilere sempatik tavırlar sergileyen Glover, reklam panosuna yaslanıp yere eğildi ve bir süre soluklandı. Türkiye seyahati için yanında 3 bavul getiren 115 kiloluk ve 1.92’lik Glover, Mahsun Kırmızıgül’ün kendisini alması için gönderdiği cipe binmekte zorlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, 19 Haziranda İstanbul'a gelen Stewart ve çekim ekibi, Haziran ayı sonuna kadar sürecek çalışmaları kapsamında Ege Bölgesini ve Kapadokya'yı ziyaret edecek.
Türkiye'de 12 gün kalacak olan Stewart, 1 Temmuzda tamamlanacak çekimler sonrasında Türkiye için bir saatlik özel bir program yapacak.
İstanbul çekimlerini tamamlayan Martha Stewart, ekibiyle birlikte Ege ve Kapadokya'daki çalışmalarını sürdürüyor.
Program ekibi ve Stewart, İstanbul'da, Dolmabahçe Sarayı, Mısır Çarşısı, Ayasofya Cami, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı ve Şakirin Camii'ni ziyaret ederek çekim yaptılar.
Öte yandan Göreme Açık Hava Müzesi, Uçhisar, Kaymaklı Yer Altı şehri gibi Kapadokya'nın önemli turizm merkezlerinde devam edecek çekimler sırasında, Türkiye'nin kültürel unsurlarını tanıtmak amacıyla Martha Stewart ve çekim ekibine Türk mutfağına özgü tatlar sunulacak. Programın çekimleri Ege'de devam edecek.
ABD'DE TÜRKİYE STEWART İLE TANITILACAK
Dünya çapında tanınan Martha Stewart'ın şov programı NBC stüdyolarında çekiliyor ve ABD'de farklı televizyon kanallarında yayınlanıyor. Türkiye dahil olmak üzere Avustralya, Kanada, Japonya, Singapur, Dubai, Belçika, Yeni Zelanda gibi pek çok ülkede de gösterilen şov, 33 milyonluk izleyici kitlesine sahip.
Şovun Türkiye'de çekilmesi için yoğun bir halkla ilişkiler faaliyeti yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığı, programın başta ABD olmak üzere, yayınlandığı ülkelerde Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlamasını amaçlıyor.
AA http://www.haberturk.com/medya/haber/526233-unlu-televizyon-yapimcisi-stewart-turkiyede
ABD Kapadokya'yı Martha Stewart'ta izleyecek
29 Haziran 2010 Salı 14:22
Martha Stewart, 'Martha Stewart Show'un 2'nci kısım çekimleri için geldiği İstanbul'un ardından, 2 gün süren Kapadokya gezisini gerçekleştirdi.
Amerikalı ünlü TV yapımcısı, spiker, gurme ve kitap yazarı Martha Stewart, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın girişimleri ile ABD'de yayınlanan programı "Martha Stewart Show"un 2'nci kısım çekimleri için geldiği İstanbul'un ardından, 2 gün süren Kapadokya gezisini gerçekleştirdi.
Martha Stewart Kapadokya'ya adım atar atmaz bölgeye olan hayranlığını ve izlenimlerini, 2 milyona yakıp takipçisiyle twitter sayfasında paylaştı. Uçhisar, Aşk Vadisi, Ortahisar ve Ürgüp'ü adım adım gezen Martha Stewart, Royal Balloon tarafından kendisine özel tahsis edilen sıcak hava balonu ile 1 saat boyunca Aşk Vadisi, Güllüdere, Çavuşin, Paşabağ ve Devrent Vadisi'ni havadan izleyen ve kamera çekimi yapan Martha Stewart, fotoğraf makinesiyle bol bol fotoğraf çekti.
Martha Steward balonla gökyüzünden yaşadığı bu deneyimi Royal Balloon misafir defterine şu cümleleri yazarak değerlendirdi: "Kapadokya'yı yukarıdan keşfetme imkanı veren uzman uçuşunuz, bu harika bölgeye yapmış olduğum gezinin en doruk noktası olmuştur". Ünlü TV yapımcısı Martha Steward'a Dinler Hotel Genel Müdürü Yakup Dinler ve Royal Ballon Genel Müdürü Mehmet Dinler gezisinde eşlik etti.
Tüm dünyada ilgiyle izlenen ve eylül ayı içinde yeni sezon bölümleri yayınlanacak olan Martha Stewart Show'da yayınlanacak olan bu görüntülerin, özellikle ABD pazarında çok etkin bir Türkiye tanıtımı yapması bekleniyor.
Kaynak : http://www.internethaber.com/nevsehir/abd-kapadokyayi-martha-stewartta-izleyecek-265896h.htm
Martha Stewart Kapadokya'ya adım atar atmaz bölgeye olan hayranlığını ve izlenimlerini, 2 milyona yakıp takipçisiyle twitter sayfasında paylaştı. Uçhisar, Aşk Vadisi, Ortahisar ve Ürgüp'ü adım adım gezen Martha Stewart, Royal Balloon tarafından kendisine özel tahsis edilen sıcak hava balonu ile 1 saat boyunca Aşk Vadisi, Güllüdere, Çavuşin, Paşabağ ve Devrent Vadisi'ni havadan izleyen ve kamera çekimi yapan Martha Stewart, fotoğraf makinesiyle bol bol fotoğraf çekti.
Martha Steward balonla gökyüzünden yaşadığı bu deneyimi Royal Balloon misafir defterine şu cümleleri yazarak değerlendirdi: "Kapadokya'yı yukarıdan keşfetme imkanı veren uzman uçuşunuz, bu harika bölgeye yapmış olduğum gezinin en doruk noktası olmuştur". Ünlü TV yapımcısı Martha Steward'a Dinler Hotel Genel Müdürü Yakup Dinler ve Royal Ballon Genel Müdürü Mehmet Dinler gezisinde eşlik etti.
Tüm dünyada ilgiyle izlenen ve eylül ayı içinde yeni sezon bölümleri yayınlanacak olan Martha Stewart Show'da yayınlanacak olan bu görüntülerin, özellikle ABD pazarında çok etkin bir Türkiye tanıtımı yapması bekleniyor.
Kaynak : http://www.internethaber.com/nevsehir/abd-kapadokyayi-martha-stewartta-izleyecek-265896h.htm
Martha Stewart Türkiye’de
Haziran 29, 2010 by annekazMartha Stewart Turizm ve Kültür bakanlığının katkılarıyla Türkiye’ye geldi. Bu Türkiye için harika bir reklam fırsatı olacak zaten Martha gezerken gezi notlarını anında 2 milyonu aşan twitter takipçisi ile paylaşıyor. Önce İstanbul’u gezmiş şimdi de Kapadokya’nın güzelliklerini çekiyor. Eylül ayında başlayacak yeni sezon programlarında Türkiye’den eminim sık sık bahsedecek.
Bu Türkiye için paha biçilmez bir reklam fırsatı. Martha Stewart Amerika için çok önemli programlarını milyonlar izliyor Amerika’da pek çok markada ve sosyal projede adı geçiyor tanımayanlar ki hala tanımayan varsa Türkiye’de e2′de gündüz kuşağında programlarını izleyebilir. ABD’de özellikle bayanların yaşam gurusu olarak kabul edilir borsa uzmanı olmasına rağmen ev hanımlarına yönelik yazdığı kitaplar bu yolda başlangıç olmuş. Kendisi tanışmayı istediğim yegane isimlerden birisidir :D İnşallah bir olumsuzlukla karşılaşmadan gezisini en güzel şekilde tamamlar ve harika görüntüler ve ürünlerle ülkesine döner :)
http://www.annekaz.com/2010/06/martha-stewart-turkiyede/
İstanbul'u 'Constantin' sanıyormuş!
Lost dizisinin ünlü karakteri "Sayid", İstanbul için "Constantin" dedi.
ntvmsnbc
Güncelleme: 09:31 TSİ 17 Haziran. 2010 Perşembe
İSTANBUL - Cüneyt Özdemir'in programına katılan Daniel Dae Kim ve Naveen Andrews, dizinin çok tartışılan finalini yorumladı ve İstanbul'a olan ilgilerini anlattılar.
Programdaki en ilginç diyalog ise Özdemir ile Andrews arasında geçti. Dizide Iraklı bir devrim muhafızı "Sayid" karakterini canlandıran oyuncu, İstanbul için fikirlerini anlatırken "Constantin" dedi. Özdemir ise bu sözü "O eskidendi, artık İstanbul" diye düzeltti.
Tarihi bir tartışmaya girmek istemediğini belirten oyuncu, İstanbul'da umduğu kadar Bizans mimarisi görememekten de yakındı. Özdemir, Sultanahmet Camii gibi Osmanlı döneminden de önemli eserler kaldığını belirtti. http://www.ntvmsnbc.com/id/25106910/
Lost'un yıldızı İstanbul'da
'Lost'un önemli karakterlerinden Jin'i canlandıran Daniel Dae Kim ve Southland'ın oyuncularından Ben McKenzie İstanbul'da.
ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 10:07 TSİ 16 Haziran. 2010 Çarşamba
İSTANBUL - Büyük hayran kitlesine sahip 'Lost' ve 'Southland' dizilerinin oyuncuları Daniel Dae Kim ve Ben McKenzie İstanbul'a geldi.
Dünyada final bölümüyle tartışmalar yaratan ''Lost'' dizisinin oyuncularından ''Jin'' rolündeki Daniel Dae Kim ile ''Southland'' dizisinin oyuncusu Ben McKenzie, New York'tan geldiği Atatürk Havalimanı'nda Türk hayranları tarafından karşılandı.
Digiturk'ün yeni kanalının Su Ada'da yapılacak tanıtımına katılacakları bildirilen oyuncuların, 19 Haziran Cumartesi günü Türkiye'den ayrılacakları öğrenildi. http://www.ntvmsnbc.com/id/25106286/
Lost'un ünlü yıldızı Naveen Andrews İstanbul'u Constantin yaptı! Sayyid pot kırdı! VİDEO
Cahil Sayyid yani Naveen Andrews ‘Constantin’ diye tutturunca!
Lost'un ünlü yıldızı İstanbul'u Constantin yaptı!
Lost'un iki ünlü oyuncusu CNN Türk ekranlarında canlı yayında Cüneyt Özdemir'e konuk oldular. Sayyid ve Jin dizinin çok tartışılan finalini yorumladılar, İstanbul'a olan ilgilierini anlattılar.
Lost bitti ama yankıları sürüyor. Dizinin oyuncuları attıkları her adımla diziyi gündemde tutmaya devam ediyor. Lost'un iki yıldızı şu günlerde İstanbul'da olunca medyanın da yoğun ilgisine maruz kaldılar. CNN Türk ekranlarında Özdemir'e konuk olan ünlü oyuncular final bölümünün çok da kötü olmadığını savunurken topu taca etmeyi tercih ettiler.
Programdaki en ilginç diyalog Cüneyt Özdemir ile dizide Sayyid Jerrah karakterini canlandıran Naveen Andrews arasında geçti. Andrews İstanbul için fikirlerini anlatırken Constantin dedi, Özdemir 'Constantin değil artık İstanbul' diye düzeltti. İstanbul'da en çok Bizans mimarisini merak ettiğini söyleyen ünlü yıldız umduğu kadar eser göremediğini ekledi. Özdemir yine müdahele ederek Bizans'tan sonra yüzyıllarca süren bir Osmanlı dönemi olduğunu ve çok önemli mimari eserler bıraktığını söyledi.
İşte o anlar: http://www.hurriyetport.com/medya/lost-un-unlu-yildizi-naveen-andrews-istanbul-u-constantin-yapti-sayyid-pot-kirdi-video
LOST OYUNCULARI İSTANBUL’DA
Sürpriz finaliyle tutkunlarını şaşırtan Lost’un sevilen oyuncuları Digiturk’ün yeni kanalı Dizi Max More HD’nin Suada’da düzenlenen davetine katıldı
Sürpriz finaliyle tutkunlarını şaşırtan Lost’un sevilen oyuncularından Naveen Andrews (Sayid) ve Daniel Dae Kim (Jinn), Crimanal Minds oyuncusu Shemar Moore (Derek Morgan) ve Southland dizisinde oynayan Ben Mc Kenzie (Ben), önceki gün Digiturk’ün yeni kanalı Dizi Max More HD’nin Suada’da düzenlenen davetine katıldı. Daniel Dae Kim ve Naveen Andrews, bir ara CNN TÜRK’te Cüneyt Özdemir’in hazırlayıp sunduğu 5N 1K’ya canlı olarak bağlandı. Andrews, İstanbul’a Konstantinopol diyince, Özdemir müdahale edip ‘Istanbul is not Constantinople’ şarkısını hatırlattı. http://cadde.milliyet.com.tr/2010/06/18/HaberDetay/1252205/LOST_OYUNCULARI_ISTANBUL_DA
Kore asıllı Amerikalı aktör Daniel Dae Kim’i Lost dizisinde canlandırdığı ‘Jin-Soo Kwon’ karakteri ile tanıyoruz. Sevilen oyuncu 2006 yılında dizideki performansıyla Screen Actors Guild Awards’da üstün performans ödülü kazanmıştı. Southland dizisinden tanıdığımız Benjamin Mc Kenzie,ise ‘Ben Sherman’ rolünü canlandırıyor
Lost ve Southland oyuncuları İstanbul’da
15 Haziran 2010 Salı 13:42Tüm dünyada büyük bir hayran kitlesine sahip LOST ve Southland dizilerinin oyuncuları Daniel Dae Kim ve Ben Mckenzie İstanbul’a geldi.
Finaliyle çok konuşulan ‘LOST’ dizisinin oyuncularından Jim rolündeki Daniel Dae Kim ile Southland dizisinin oyuncusu Ben McKenzie New York’tan İstanbul’a geldi. Atatürk Havalimanı’nda büyük ilgi gören oyuncular, sempatik ve güler yüzlü hareketleriyle dikkat çekti.Oyuncuları Primeclass hostesleri karşıladı.Ünlü oyuncular Digiturk’ün yeni kanalı ‘Dizi Max More HD’nin 16-17 Haziran tarihinde Su Ada’da yapılacak lansmanına katılacak.Kore asıllı Amerikalı aktör Daniel Dae Kim’i Lost dizisinde canlandırdığı ‘Jin-Soo Kwon’ karakteri ile tanıyoruz. Sevilen oyuncu 2006 yılında dizideki performansıyla Screen Actors Guild Awards’da üstün performans ödülü kazanmıştı. Southland dizisinden tanıdığımız Benjamin Mc Kenzie,ise ‘Ben Sherman’ rolünü canlandırıyor
Haber Kaynağı : DHA
or
Ekrandan sonra Boğaz'da da parladılar
- FIRAT KARADENİZ
- 20.06.2010
ABD'nin en ünlü dizi oyuncuları, Lost'tan Daniel Dae Kim (Jin) ile Naveen Andrews (Sayid), Criminal Minds'dan Shemar Moore (Derek Morgan) ve Southland'den Benjamin McKenzie (Ben Sherman) ile Boğaz turuna çıktık
Birini tanımanın en iyi yolunun, beraber seyahate çıkmak, yemek yemek ve içki içmek olduğu söylenir. Daniel Dae Kim, Naveen Andrews, Shemar Moore ve Benjamin McKenzie ile 14 Haziran'da yayına başlayan DiziMaxMore HD kanalının lansmanı sebebiyle çıktığımız Boğaz turunda, birini yakından tanımak için gerekliliği belirtilen bu üç tecrübeyi de yaşama fırsatı bulduk. Lost ekibiyle yolculuğa çıkmak korkutucu gözükse de, hiç olmazsa uçağa binmedik! Boğaz turunda olduğumuzdan, nereden başlarsak başlayalım konu en sonunda İstanbul'a geliyor. İstanbul hakkında en fazla bilgiye sahip olan isim Naveen Andrews. Andrews, geçtiğimiz çarşamba günü bir canlı yayında İstanbul yerine Konstantinapolis ismini kullandığı için şaşkınlık yaratmıştı. Ama bunun çeviriden kaynaklanan bir yanlış anlama olduğunu söylüyor. Andrews, İstanbul'un ilk kurulduğu yıllardan bahsettiği için Konstantinapolis ismini kullanmış. Andrews'un Türkiye hakkında bilgisi oldukça derin aslında. İstanbul'un antik Roma, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye dönemleri hakkında bildiklerini anlattı. Hatta Atatürk'ü, tanıdığı en yenilikçi liderlerden biri olarak niteledi. Andrews'un her şey hakkında saatlerce konuşabilecek bir havası var. Uzun uzun Lost hakkında konuştuk ama sohbetimiz futbol ile son buldu. Türkiye'nin Güney Afrika'ya gidememesine çok şaşırmış: "2002 Dünya Kupası ve EURO 2008'de en heyecan verici futbolu Türkiye oynamıştı," diyor. Lost'un bir diğer oyuncusu Daniel Dae Kim, bütün geceyi eşiyle ilgilenerek geçirdi. Boş bir anında gelecek hakkında konuşma fırsatı bulduk. Eylül ayında vizyona girecek The Adjustment Bureau adlı filmde Matt Damon'a eşlik etmiş. Ayrıca, Samuel L. Jackson'la beraber rol aldığı bir projesi daha varmış: Deathgames. Yeni sezonda ise Hawai Five-O adında yeni bir TV şovuna başlayacağını da söylüyor. Criminal Minds'ın yıldızı Shemar Moore, San Francisco'da yaşadığı için İstanbul'u en çok San Francisco'ya benzettiğini söylüyor. İstanbul hakkında daha da söyleyecekleri var: "Üç yıl Danimarka'da yaşadıktan sonra annem bana Türkiye'den bir iş teklifi aldığını söyledi. Ama Bahreyn'den daha fazla maaş teklif edildiği için Türkiye'yi tercih etmedi. O zaman çok küçüktüm ama şimdi bu tekneden İstanbul Boğazı'na baktığım zaman keşke Bahreyn yerine İstanbul'a gelseydik diye düşünüyorum." Shemar Moore'un en dikkat çekici yanlarından biri de ailesinin geçmişi. Moore'un anne ve babası, resmen üye olmasalar da siyahların hakları için çalışan siyasal örgüt Kara Panterler'le birlikte mücadele etmişler. Shemar, mücadele ruhunun küçüklüğünden bu yana kendi vücut sistemine de işlediğini düşünüyor. The OC'den tanıdığımız, şimdi de Southland'den takip ettiğimiz Benjamin McKenzie ise boğaz turunun en hareketli ismiydi. Herkes koyu bir sohbet halindeyken bile kendini müziğin ritmine bıraktı. Ben McKenzie, kardeşinin Ankara'da eğitim gördüğünü söyledi. Kardeşi, ABD hükümetinin isteğiyle Türk Dili ve Edebiyatı üzerine eğitim alıyormuş. "Çünkü," diyor "aramız son zamanlarda İsrail yüzünden soğusa da Türkiye ABD için çok önemli bir ülke." İsrail'in Gazze ambargosuna geliyor konu. Ambargo'dan son derece rahatsız olduğunu söylüyor.
James Belushi, Türk şoförlere hayran kaldı!
ABD’lİ oyuncu James Belushi, reklam yüzü olduğu Arnavutluk’taki Eagle Mobile’in tanıtımı için önceki gün İstanbul’a geldi
01:36 | 23 Haziran 2010
MESUT YILMAZ
Ünlü aktör bir hafta Türkiye’de kalacak.
Türkiye’ye eşi ve çocuklarıyla gelen Belushi, dün sabah Four Seasons Otel’de düzenlenen basın toplantısında neşeli tavırlarıyla dikkat çekti. Belushi, en çok Türk sürücülere şaşırdığını belirterek, “Dünyanın pek çok yerine gittim ama böyle şoförler görmedim. Buradaki sürücüler inanılmaz. Daracık sokaklarda bile hız yapabiliyorlar ama bunu korna çalmadan yapıyorlar. Bence İstanbul’daki şoförler dünyanın en iyi şoförleri” dedi. http://magazin.milliyet.com.tr/james-belushi-turk-soforlere-hayran-kaldi-/magazin/magazindetay/23.06.2010/1254284/default.htmJames Belushi, İstanbul’a geldi http://milliyet.com.tr/d/t.aspx?ID=1254284
Ünlü Aktör James Belushi İstanbul'da
ŞİRİN SEVER
23.06.2010
23.06.2010
Eagle Mobile markasının reklam çekimleri için İstanbul'da bulunan Belushi: "Sultanahmet Camii'ni gezdik; 8 yaşındaki oğluma abdest almayı ve namaz kılmayı öğrettiler. İstanbul gerçekten spritüel bir şehir"
'According to Jim' isimli komedi dizisi; 'K-9', 'About Last Night', 'Red Heat', 'The Principal' gibi ünlü filmlerden tanıdığımız James Belushi İstanbul'daydı... Ünlü oyuncu, Çalık Holding'in Arnavutluk'ta hızla büyüyen GSM şirketi Eagle Mobile'ın yüzü.
Bu reklamlarda oynamasının sebebi de, Arnavut asıllı olması... Arnavutluk'ta üçüncü GSM şirketi olan Eagle Mobile, markaya olan algıyı artırmak ve güven sağlamak için James Belushi'yi seçti çünkü Arnavutluk'ta en çok sevilen, en çok ilgi gören oyunculardan biri o. 2009'dan bu yana markanın yüzü olan Belushi, Türkiye'ye de çekilecek yeni reklam filmi için geldi.
'According to Jim' isimli komedi dizisi; 'K-9', 'About Last Night', 'Red Heat', 'The Principal' gibi ünlü filmlerden tanıdığımız James Belushi İstanbul'daydı... Ünlü oyuncu, Çalık Holding'in Arnavutluk'ta hızla büyüyen GSM şirketi Eagle Mobile'ın yüzü.
Bu reklamlarda oynamasının sebebi de, Arnavut asıllı olması... Arnavutluk'ta üçüncü GSM şirketi olan Eagle Mobile, markaya olan algıyı artırmak ve güven sağlamak için James Belushi'yi seçti çünkü Arnavutluk'ta en çok sevilen, en çok ilgi gören oyunculardan biri o. 2009'dan bu yana markanın yüzü olan Belushi, Türkiye'ye de çekilecek yeni reklam filmi için geldi.
AİLECE ÇOK HEYECANLANDIK
Belushi'nin Türkiye'ye ilk gelişi. Dolayısıyla pazartesi gününü şehri keşfetmek için ayırmıştı. Sabah, Sultanahmet Four Seasons Hotel'de basın toplantısı öncesi buluştuğumuzda; etkilendiği şeyleri anlatırken yüzünde gerçekten de hayranlık vardı. İnanılmaz mütevazı, komik ve samimiydi.
Zaten Türkiye'ye hangi Hollywood yıldızı gelse, böyle çıkıyor ne hikmetse! Daha çok soru soracaktım ama 'basın toplantısı başlıyor' diye sıkıştırdılar, oysa sohbet çok keyifliydi. O çekimlerden sonra ailesiyle Bodrum'a gidiyor, umarım tadını çıkarır...
İstanbul'a ilk gelişinizmiş. Doğru mu?
- Evet. Doğrusu İstanbul'un dünyadaki dördüncü büyük şehir olduğunu bilmiyordum. Gerçekten müthiş bir şehir; son derece işleyen, yaşayan bir şehir...
Sanıyorum pazar günü geldiniz. Size ilginç gelen şeyler keşfettiniz mi?
- 15-16 saat süren yolculuktan sonra gece vakti İstanbul'a geldik. İlk gördüğümüz Boğaz oldu. Asya tarafından gelen ışıkları gördük ve samimiyetle söyleyebilirim; hem ben, hem de ailem son derece heyecanlandık bu manzara karşısında.
Nereleri ziyaret ettiniz?
- Sultanahmet Camii'ne gittik önce ve pek çok şey öğrendik. Sekiz yaşındaki oğlum, bize eşlik eden beyefendi sayesinde abdest almayı bile öğrendi (elleriyle hareketleri tek tek gösteriyor) ellerini, kollarını, yüzünü yıkadı, camide nasıl namaz kılınacağını dinledi, daha sonra da yere çöküp kılmaya çalıştı. Ayasofya kapalıydı, Yerebatan Sarnıcı'na gittik. Orada, en alttaki Medusa'yı da gördük.
Oğlum o kadar korktu ki, "İyi ki namaz kıldım, dua ettim camide" dedi! Taş keseceğini düşündü! (kahkahalar atıyor) Çok ruhani ve spritüel bir aile olduğumuzu vurguluyorum sadece.
Evet, İstanbul'un gece ve eğlence hayatı yerine otantik ve tarihi yerlerini merak etmişsiniz anladığım kadarıyla...
- Evet, mesela ezanı duymak insanın tüylerini diken diken eden bir deneyim. Çok etkileyici... Ben Ortodoksum, Ortodoks kilisesinin başı da İstanbul'da bulunuyor diye biliyorum. Onu ziyaret etmeyi de planlıyorum burada bulunduğum süre içinde. Ben bugüne kadar dünyanın pek çok farklı şehrinde bulundum ve şunu söyleyebilirim ki; İstanbul son derece spritüel bir şehir. Ayrıca insanlar son derece cömert ve iyi niyetli. Kapalıçarşı'da bulunduğum süre içerisinde herkes bana tebessümle yaklaştı, herkes tanıdı beni, fotoğraf çektirdi. Bundan mutluluk duydum.
Belushi'nin Türkiye'ye ilk gelişi. Dolayısıyla pazartesi gününü şehri keşfetmek için ayırmıştı. Sabah, Sultanahmet Four Seasons Hotel'de basın toplantısı öncesi buluştuğumuzda; etkilendiği şeyleri anlatırken yüzünde gerçekten de hayranlık vardı. İnanılmaz mütevazı, komik ve samimiydi.
Zaten Türkiye'ye hangi Hollywood yıldızı gelse, böyle çıkıyor ne hikmetse! Daha çok soru soracaktım ama 'basın toplantısı başlıyor' diye sıkıştırdılar, oysa sohbet çok keyifliydi. O çekimlerden sonra ailesiyle Bodrum'a gidiyor, umarım tadını çıkarır...
İstanbul'a ilk gelişinizmiş. Doğru mu?
- Evet. Doğrusu İstanbul'un dünyadaki dördüncü büyük şehir olduğunu bilmiyordum. Gerçekten müthiş bir şehir; son derece işleyen, yaşayan bir şehir...
Sanıyorum pazar günü geldiniz. Size ilginç gelen şeyler keşfettiniz mi?
- 15-16 saat süren yolculuktan sonra gece vakti İstanbul'a geldik. İlk gördüğümüz Boğaz oldu. Asya tarafından gelen ışıkları gördük ve samimiyetle söyleyebilirim; hem ben, hem de ailem son derece heyecanlandık bu manzara karşısında.
Nereleri ziyaret ettiniz?
- Sultanahmet Camii'ne gittik önce ve pek çok şey öğrendik. Sekiz yaşındaki oğlum, bize eşlik eden beyefendi sayesinde abdest almayı bile öğrendi (elleriyle hareketleri tek tek gösteriyor) ellerini, kollarını, yüzünü yıkadı, camide nasıl namaz kılınacağını dinledi, daha sonra da yere çöküp kılmaya çalıştı. Ayasofya kapalıydı, Yerebatan Sarnıcı'na gittik. Orada, en alttaki Medusa'yı da gördük.
Oğlum o kadar korktu ki, "İyi ki namaz kıldım, dua ettim camide" dedi! Taş keseceğini düşündü! (kahkahalar atıyor) Çok ruhani ve spritüel bir aile olduğumuzu vurguluyorum sadece.
Evet, İstanbul'un gece ve eğlence hayatı yerine otantik ve tarihi yerlerini merak etmişsiniz anladığım kadarıyla...
- Evet, mesela ezanı duymak insanın tüylerini diken diken eden bir deneyim. Çok etkileyici... Ben Ortodoksum, Ortodoks kilisesinin başı da İstanbul'da bulunuyor diye biliyorum. Onu ziyaret etmeyi de planlıyorum burada bulunduğum süre içinde. Ben bugüne kadar dünyanın pek çok farklı şehrinde bulundum ve şunu söyleyebilirim ki; İstanbul son derece spritüel bir şehir. Ayrıca insanlar son derece cömert ve iyi niyetli. Kapalıçarşı'da bulunduğum süre içerisinde herkes bana tebessümle yaklaştı, herkes tanıdı beni, fotoğraf çektirdi. Bundan mutluluk duydum.
En çok şaşırdığınız?
- İstanbul'daki taksi şoförleri inanılmaz! Çok dar sokaklarda bile ileriye, geriye rahat şekilde girip çıkıyorlar, korna da çalmıyorlar kesinlikle. Ben New York'taki korna sesine sadece 15 dakika dayanabiliyorum. Bir de kilimlerden bahsediliyor hep ama ben hiç kilim görmedim!
Her tarafta var...
- Gerçekten mi? (kahkahalar atıp, dalgasını geçiyor)
- İstanbul'daki taksi şoförleri inanılmaz! Çok dar sokaklarda bile ileriye, geriye rahat şekilde girip çıkıyorlar, korna da çalmıyorlar kesinlikle. Ben New York'taki korna sesine sadece 15 dakika dayanabiliyorum. Bir de kilimlerden bahsediliyor hep ama ben hiç kilim görmedim!
Her tarafta var...
- Gerçekten mi? (kahkahalar atıp, dalgasını geçiyor)
İSTANBUL'DA KONSER VERSEM
'Gerçek Erkekler Özür Dilemez' isimli bir kitabı var, doğru mu? - Evet, bir esprisi vardı bu lafın ama yanlış anlaşıldığı için 'Jim'e Göre Gerçek Erkekler' diye değiştirdik. Kitap şunu anlatıyordu; erkekler 'oldukları kişi' için özür dilemeyi kesmeliler. Bu neslin kadınlarının güçlü olmayan erkeklere toleransı yok! Dolayısıyla 'Sürekli özür dilemeyi artık kesin çünkü bir bebek gibi gözüküyorsunuz' demek istedik...
Müzikle de uğraşıyorsunuz. Bir grubunuz var ve konserler veriyorsunuz. Hollywood'ta gelenek mi bu? Kevin Costner'ın da grubu vardı... - Danny Glover beni müzikle tanıştırdı. 'Blues Brothers'ı çekmemi istedi, müziği de o öğretti, 15 yıldır söylüyoruz. Danny'yi Avrupa turnesi yapalım diye ikna etmeye çalışıyorum ve İstanbul'da yapsak keşke. Çok isterdim...
HAYATTA HEP KADINLARI TAKİP ETTİM
Chicago doğumlusunuz ama kökeniniz Arnavutluk. Kaç yılında göç ediyor aileniz Amerika'ya?
-Oo çok uzun yıllar önce. Babam göç ettiğinde 16 yaşındaymış.
Nasıl bir çocukluktu?
- Tipik bir Amerika şehrinde; basketbol, Amerikan futbolu oynayarak büyüdüm. Büyüdüğüm yerde çok farklı dinden insanlar vardı ama tam bir uyum söz konusuydu. Böyle bir ortamda büyüdüğüm için de, farklı inançları keşfetme duygusu vardır içimde. Öte yandan, son derece etnik bir evde büyüyor olmak bir Amerikalı çocuk için zordu.
KIZLAR VARDI
Kendi kültürünüz mü öğretildi size?
- Bir kere evde Arnavutça konuşuluyordu. Arnavut ciğeri, soğan, Arnavut yemekleri yeniyordu. Ama tipik bir Amerikalı olarak biz hamburgere bayılıyorduk! Anlayın...
Oyunculuk meselesi ne zaman kanınıza giriyor peki?
- Lisede Amerikan futbolu oynuyordum, Amerikan futbolu oynarken de 'quarterback' denilen defans oyuncusu vardır, topu alır ve pası verir atıcıya, atıcı da topu ileriye doğru gönderir mesafe kat etmek için. Ben ise, rakip takımın oyuncularını engelleyen çocuktum.
Yani?
- O karşı tarafı bloke eden şişko çocuklar hiçbir zaman kızları tavlayamıyordu. Oysa lisedeki tiyatroda sadece 5 erkek 28 kız vardı!
Siz de tiyatroyu seçtiniz...
- Evet, bu kız-erkek oranı çok makul geldi bana. (gülüyor)
Şaka mı bu? - Hayır, değil! Koroya da katıldım; 8 erkek, 40 kız vardı! Dolayısıyla aktör ve şarkıcı oldum. İşte, şu anda da son derece güzel bir kadınla konuşuyorum. Ben hep kadınları takip ettim, beni onlar olmam gereken yere götürdüler.
Peki nasıl oldu da konsantrasyonu kızlardan oyunculuğa çevirdiniz ve başarılı bir oyuncu oldunuz?
- Sekiz haftalık bir eğitim ve prova dönemi geçirdim. Benden altı yaş büyük erkek kardeşim John da oyunculuk yapıyordu, yolu o açtı. Chicago'daki bir tiyatroda keşfedildim; bir deneme yapmak için beni Hollywood'a götürdüler. 79'da ilk TV şovuma başladım, sonra da film teklifleri geldi. Ulusal anlamda tanınınca arkası geliyor. 'About Last Night' kariyerimdeki çıkışı başlatan en önemli film oldu.
12 YILDIR EVLİ VE MUTLUYUM
Üç evlilik yaptınız, üç çocuğunuz var. Şöhretle evlilik yürümüyor diye mi bitti diğer evlilikleriniz yoksa aşk ve sevginin bir süresi var ve zamanı gelince tükeniyor mu?
- Ben bir aptaldım; kadınları anlayamadım!
Lisede futbol oynadığınız günden beri uğraşıyorsunuz, hâlâ anlayamadınız mı?
- Bu konuda tam bir moronum ben! (sinirleniyor kendine ve gülüyor) Zaten 'According to Jim' de bunu temel alıyordu, kadınlarla nasıl anlaşırsınız? Şunu söyleyeyim; kadınlar bir kere daha zeki. Sözlü iletişimleri çok daha aktif ve etkili. Doğurganlık özellikleri var, bundan dolayı da erkeklerden daha güçlüler.
Ben üşüttüğüm zaman veya grip olduğum zaman görüp göreceğiniz en koca bebek oluyorum. Kadınlar bize oranla çok daha güçlü yaratıklar... Ve sizin de güçlü bir erkek olmanız gerekiyor bir kadınla sağlıklı bir ilişki kurabilmek için. Ve tüm bu yıllar boyunca sanatçı olmanın gücü üzerine odaklandım. Ama artık her ikisinde de eğitimli ve donanımlıyım! 12 yıldır evliyim ve son derece güzel bir ilişkimiz var.
Kaç yaşındasınız şu anda?
- 55 yaşındayım.
Neden erkekler ancak 50 yaşını devirdiklerinde kadınları anlayabiliyor?
- Bence artık mücadele etmekten yorgun düşüyorlar, ondan. (kahkahalar)
İtiraf edin; çapkın mısınız?
- Hayır, artık çapkınlık falan yapmıyorum ama tabii ki kadınların ilgisine bayıldığımı da itiraf edeyim.
PENELOPE CRUZ İLE EVLENMEK VE ÇOCUK YAPMAK İSTERDİM!
Kariyerinizde aldığınız roller sizi tatmin etti mi?
- Olağanüstü bir kariyerim var bence. Michael Mann, Walter Hill, Oliver Stone ve geçtiğimiz yıl da Roman Polanski ile çalışma fırsatı buldum, daha ne olsun? CBS'te yeni diziye başlayacağım yakında; adı 'The Defenders'. Las Vegas'ta yaşayan bir ceza avukatını oynuyorum. Dizide şöyle bir söz var; "Eğer Las Vegas'ta oluyorsa 1 800 505 12 12'yi arayın."
Ne demek o?
- Amerika'da şöyle derler; Vegas'ta olan Vegas'ta kalır! Bizim dizinin sloganı işe şu: Vegas'ta her ne oluyorsa başınız belaya girecek demektir, dolayısıyla avukatı arayın. Telefon numarası da benim telefonum. (kahkahalar atıyor)
Komedi macera karışımı filmlerin aranılan oyuncusu olmaktan memnun musunuz?
- Yaptığım pek çok çalışmada hem dram hem komedi var; her şeyi oynuyorum ben. Üstelik şarkı söylüyorum, dans ediyorum, dikkatli olmazsanız uzanıp kolunuzdaki saati bile alabilirim. (kahkahalar atıyor)
Al Pacino, Robert de Niro gibi karakter oyuncularını kıskanır mısınız?
- Asla! Diğer aktörlerin başarısından mutluluk duyarım çünkü başarılı olduğu zaman sinemaya daha çok insan gelir.
En sevdiğiniz aktör?
- Aslına bakarsanız sizle aynı: De Niro gibi, Pacino, Val Kilmer, Ed Harris, Jean Reno, İngilizler'den Jeremy Irons ve Penelope Cruz. (gülüyor)
Penelope Cruz'la oynamak ister miydiniz?
- Hayır, onunla evlenmeyi tercih ederdim! Çocuklarımız olsun isterdim... (kahkahalar)
20 YIL ÖNCE TÜRK FİLMİ İZLEDİM
Türk filmleri hakkında bilginiz?
- 20 yıl kadar önce Venedik Film Festivali'nde jüri üyesiydim, bazı Türk filmlerini orada izledim. Hikayeler son derece güzel bir şekilde anlatılmıştı.
Bir Türk filminde oynar mıydınız?
- İyi senaryo ve iyi bir yönetmen olursa neden olmasın?
Antalya Film Festivali'nde de jüri olmayı ister misiniz?
- Eğer programım müsait olursa tekrar buraya gelmekten, mutlu olurum
'Gerçek Erkekler Özür Dilemez' isimli bir kitabı var, doğru mu? - Evet, bir esprisi vardı bu lafın ama yanlış anlaşıldığı için 'Jim'e Göre Gerçek Erkekler' diye değiştirdik. Kitap şunu anlatıyordu; erkekler 'oldukları kişi' için özür dilemeyi kesmeliler. Bu neslin kadınlarının güçlü olmayan erkeklere toleransı yok! Dolayısıyla 'Sürekli özür dilemeyi artık kesin çünkü bir bebek gibi gözüküyorsunuz' demek istedik...
Müzikle de uğraşıyorsunuz. Bir grubunuz var ve konserler veriyorsunuz. Hollywood'ta gelenek mi bu? Kevin Costner'ın da grubu vardı... - Danny Glover beni müzikle tanıştırdı. 'Blues Brothers'ı çekmemi istedi, müziği de o öğretti, 15 yıldır söylüyoruz. Danny'yi Avrupa turnesi yapalım diye ikna etmeye çalışıyorum ve İstanbul'da yapsak keşke. Çok isterdim...
HAYATTA HEP KADINLARI TAKİP ETTİM
Chicago doğumlusunuz ama kökeniniz Arnavutluk. Kaç yılında göç ediyor aileniz Amerika'ya?
-Oo çok uzun yıllar önce. Babam göç ettiğinde 16 yaşındaymış.
Nasıl bir çocukluktu?
- Tipik bir Amerika şehrinde; basketbol, Amerikan futbolu oynayarak büyüdüm. Büyüdüğüm yerde çok farklı dinden insanlar vardı ama tam bir uyum söz konusuydu. Böyle bir ortamda büyüdüğüm için de, farklı inançları keşfetme duygusu vardır içimde. Öte yandan, son derece etnik bir evde büyüyor olmak bir Amerikalı çocuk için zordu.
KIZLAR VARDI
Kendi kültürünüz mü öğretildi size?
- Bir kere evde Arnavutça konuşuluyordu. Arnavut ciğeri, soğan, Arnavut yemekleri yeniyordu. Ama tipik bir Amerikalı olarak biz hamburgere bayılıyorduk! Anlayın...
Oyunculuk meselesi ne zaman kanınıza giriyor peki?
- Lisede Amerikan futbolu oynuyordum, Amerikan futbolu oynarken de 'quarterback' denilen defans oyuncusu vardır, topu alır ve pası verir atıcıya, atıcı da topu ileriye doğru gönderir mesafe kat etmek için. Ben ise, rakip takımın oyuncularını engelleyen çocuktum.
Yani?
- O karşı tarafı bloke eden şişko çocuklar hiçbir zaman kızları tavlayamıyordu. Oysa lisedeki tiyatroda sadece 5 erkek 28 kız vardı!
Siz de tiyatroyu seçtiniz...
- Evet, bu kız-erkek oranı çok makul geldi bana. (gülüyor)
Şaka mı bu? - Hayır, değil! Koroya da katıldım; 8 erkek, 40 kız vardı! Dolayısıyla aktör ve şarkıcı oldum. İşte, şu anda da son derece güzel bir kadınla konuşuyorum. Ben hep kadınları takip ettim, beni onlar olmam gereken yere götürdüler.
Peki nasıl oldu da konsantrasyonu kızlardan oyunculuğa çevirdiniz ve başarılı bir oyuncu oldunuz?
- Sekiz haftalık bir eğitim ve prova dönemi geçirdim. Benden altı yaş büyük erkek kardeşim John da oyunculuk yapıyordu, yolu o açtı. Chicago'daki bir tiyatroda keşfedildim; bir deneme yapmak için beni Hollywood'a götürdüler. 79'da ilk TV şovuma başladım, sonra da film teklifleri geldi. Ulusal anlamda tanınınca arkası geliyor. 'About Last Night' kariyerimdeki çıkışı başlatan en önemli film oldu.
12 YILDIR EVLİ VE MUTLUYUM
Üç evlilik yaptınız, üç çocuğunuz var. Şöhretle evlilik yürümüyor diye mi bitti diğer evlilikleriniz yoksa aşk ve sevginin bir süresi var ve zamanı gelince tükeniyor mu?
- Ben bir aptaldım; kadınları anlayamadım!
Lisede futbol oynadığınız günden beri uğraşıyorsunuz, hâlâ anlayamadınız mı?
- Bu konuda tam bir moronum ben! (sinirleniyor kendine ve gülüyor) Zaten 'According to Jim' de bunu temel alıyordu, kadınlarla nasıl anlaşırsınız? Şunu söyleyeyim; kadınlar bir kere daha zeki. Sözlü iletişimleri çok daha aktif ve etkili. Doğurganlık özellikleri var, bundan dolayı da erkeklerden daha güçlüler.
Ben üşüttüğüm zaman veya grip olduğum zaman görüp göreceğiniz en koca bebek oluyorum. Kadınlar bize oranla çok daha güçlü yaratıklar... Ve sizin de güçlü bir erkek olmanız gerekiyor bir kadınla sağlıklı bir ilişki kurabilmek için. Ve tüm bu yıllar boyunca sanatçı olmanın gücü üzerine odaklandım. Ama artık her ikisinde de eğitimli ve donanımlıyım! 12 yıldır evliyim ve son derece güzel bir ilişkimiz var.
Kaç yaşındasınız şu anda?
- 55 yaşındayım.
Neden erkekler ancak 50 yaşını devirdiklerinde kadınları anlayabiliyor?
- Bence artık mücadele etmekten yorgun düşüyorlar, ondan. (kahkahalar)
İtiraf edin; çapkın mısınız?
- Hayır, artık çapkınlık falan yapmıyorum ama tabii ki kadınların ilgisine bayıldığımı da itiraf edeyim.
PENELOPE CRUZ İLE EVLENMEK VE ÇOCUK YAPMAK İSTERDİM!
Kariyerinizde aldığınız roller sizi tatmin etti mi?
- Olağanüstü bir kariyerim var bence. Michael Mann, Walter Hill, Oliver Stone ve geçtiğimiz yıl da Roman Polanski ile çalışma fırsatı buldum, daha ne olsun? CBS'te yeni diziye başlayacağım yakında; adı 'The Defenders'. Las Vegas'ta yaşayan bir ceza avukatını oynuyorum. Dizide şöyle bir söz var; "Eğer Las Vegas'ta oluyorsa 1 800 505 12 12'yi arayın."
Ne demek o?
- Amerika'da şöyle derler; Vegas'ta olan Vegas'ta kalır! Bizim dizinin sloganı işe şu: Vegas'ta her ne oluyorsa başınız belaya girecek demektir, dolayısıyla avukatı arayın. Telefon numarası da benim telefonum. (kahkahalar atıyor)
Komedi macera karışımı filmlerin aranılan oyuncusu olmaktan memnun musunuz?
- Yaptığım pek çok çalışmada hem dram hem komedi var; her şeyi oynuyorum ben. Üstelik şarkı söylüyorum, dans ediyorum, dikkatli olmazsanız uzanıp kolunuzdaki saati bile alabilirim. (kahkahalar atıyor)
Al Pacino, Robert de Niro gibi karakter oyuncularını kıskanır mısınız?
- Asla! Diğer aktörlerin başarısından mutluluk duyarım çünkü başarılı olduğu zaman sinemaya daha çok insan gelir.
En sevdiğiniz aktör?
- Aslına bakarsanız sizle aynı: De Niro gibi, Pacino, Val Kilmer, Ed Harris, Jean Reno, İngilizler'den Jeremy Irons ve Penelope Cruz. (gülüyor)
Penelope Cruz'la oynamak ister miydiniz?
- Hayır, onunla evlenmeyi tercih ederdim! Çocuklarımız olsun isterdim... (kahkahalar)
20 YIL ÖNCE TÜRK FİLMİ İZLEDİM
Türk filmleri hakkında bilginiz?
- 20 yıl kadar önce Venedik Film Festivali'nde jüri üyesiydim, bazı Türk filmlerini orada izledim. Hikayeler son derece güzel bir şekilde anlatılmıştı.
Bir Türk filminde oynar mıydınız?
- İyi senaryo ve iyi bir yönetmen olursa neden olmasın?
Antalya Film Festivali'nde de jüri olmayı ister misiniz?
- Eğer programım müsait olursa tekrar buraya gelmekten, mutlu olurum
HAVAALANI KAPISINDA BİR HOLLYWOOD YILDIZI
Ülkemizde özellikle Mel Gibson’la birlikte oynadığı “Cehennem Silahı” serisiyle tanınan Danny Glover ile ABD’nin seksi yıldızlarından Gine Gershon, Mahsun Kırmızıgül’ün “New York’ta 5 Minare” filminin çekimi için dün İstanbul’a geldi
28 Haziran 2010
Danny Glover, Atatürk Havalimanı çıkışında ellerini dizine koyup soluklandı.
İBRAHİM ŞAHİN
İstanbul’a ilk olarak sabah saatlerinde eski ABD başkanı Bill Clinton ile 2008’de aşk yaşadığı iddia edilen Gine Gershon geldi. Filmde Siirtli İmam Haluk Bilginer’in eşinin canlandıracak Gershon, Türk Hava Yolları’na ait bir uçakla 09.25’de New York’tan İstanbul’a geldi. Gershon’ı Atatürk Havalimanı’nda filmin yapımcısı Murat Tokat tarafından karşılandı. Tokat, Gershon’un İstanbul ve Bitlis’deki çekimlere katılacağı ve Türkiye’de 15 gün kalacağını söyledi.Cipe binmekte zorlandı
Filmde Siirtli İmam’ı oynayan Haluk Bilginer’in yakın arkadaşını canlandıracak olan 64 yaşındaki Danny Glover ise akşam saatlerinde British Airways’e ait uçakla İstanbul’a geldi. Danny Glover’ın oldukça yorgun olduğu gözlerden kaçmadı. Uçak indikten sonra bir süre pasaport kuyruğunda bekleyen Glover, Türkiye’de 10 gün kalacağını söyledi. Apron çıkışı kendisini görüntüleyen gazetecilere sempatik tavırlar sergileyen Glover, reklam panosuna yaslanıp yere eğildi ve bir süre soluklandı. Türkiye seyahati için yanında 3 bavul getiren 115 kiloluk ve 1.92’lik Glover, Mahsun Kırmızıgül’ün kendisini alması için gönderdiği cipe binmekte zorlandı.
Danny Glover ve Gine Gershon, İstanbul’a geldi http://milliyet.com.tr/d/t.aspx?ID=1256190
Danny Glover İstanbul'da
28/06/2010 11:10
Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenliğini yaptığı "New York'da beş minare" adlı filmde rol alacak olan ünlü oyuncu ve yönetmen Danny Glover İstanbul'a geldi.
İbrahim YILDIZ
İSTANBUL- British Airways Havayolları’na ait bir uçakla 17.05'de İstanbul’a gelen Danny Glover’i Atatürk Havalimanı’nda filmin yapımcısı Murat Tokat karşıladı.
Cehennem Silahı, Testere, Tetikçi, Av, Körlük, Rüya Kızlar, Mor Yıllar ve son olarak da 2012 adlı sinema filmleriyle bilinen Glover, ilk kez bir Türk yönetmenin filmi için kamera karşısına geçecek. Danny Glover, New York’da Beş Minare filminde Haluk Bilginer’in oynadığı Siirtli İmam karakterinin yakın arkadaşı olarak izleyicilerin karşına çıkacak ve İstanbul ve Bitlis’de yapılacak çekimler için 15 gün boyunca Türkiye’de olacak.(dha)
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1005068&Date=28.06.2010&CategoryID=79
İSTANBUL- British Airways Havayolları’na ait bir uçakla 17.05'de İstanbul’a gelen Danny Glover’i Atatürk Havalimanı’nda filmin yapımcısı Murat Tokat karşıladı.
Cehennem Silahı, Testere, Tetikçi, Av, Körlük, Rüya Kızlar, Mor Yıllar ve son olarak da 2012 adlı sinema filmleriyle bilinen Glover, ilk kez bir Türk yönetmenin filmi için kamera karşısına geçecek. Danny Glover, New York’da Beş Minare filminde Haluk Bilginer’in oynadığı Siirtli İmam karakterinin yakın arkadaşı olarak izleyicilerin karşına çıkacak ve İstanbul ve Bitlis’de yapılacak çekimler için 15 gün boyunca Türkiye’de olacak.(dha)
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1005068&Date=28.06.2010&CategoryID=79
"New York'ta Beş Minare" filminin oyuncuları İstanbul gecelerinde görüntülendi...
01.07.2010 12:20:00
Mahsun Kırmızıgül'ün son filmi "New York'ta Beş Minare" filminin oyuncusu Danny Glover İstanbul gecelerinde stres atarken Süper Starlife kameralarına yakalandı.
Ayakligazete.com'un haberine göre, yakışıklı oyuncu Engin Altan Düzyatan, Amerikalı Aktör Danny Glover'ı İstanbul gecelerinde seyre çıkardı. Melekler Korusun dizisiyle şöhreti yakalayan sevgilisi Özge Özpirinçler ile Gina Gershon ve Danny Glover'ı balıkçıya götüren Engin Altan Düzyatan'ın keyifli hali gözlerden kaçmadı.
İlginç ayakkabısıyla dikkat çeken Danny Glover objektiflere gülümseyerek daha önce Engin Altan Düzyatan'ın kaza yapıp, satın aldığı araçla otelinin yolunu tuttu.
İlginç ayakkabısıyla dikkat çeken Danny Glover objektiflere gülümseyerek daha önce Engin Altan Düzyatan'ın kaza yapıp, satın aldığı araçla otelinin yolunu tuttu.